Din Sosyolojisi Yeni Sayfa 1
Yeni Sayfa 1

ANASAYFA

SOSYOLOJİ KURAMLARI

SOSYOLOGLAR

MAKALELER

DERS NOTLARI

SOSYOLOJİ SÖZLÜĞÜ

KİTAP ÖZETLERİ

 
 

Talcott Parsons ve Yapısal Fonksiyonalizm Kuramı

Çağdaş sosyologlardan Talcott Parsons 1902 yılında ilahiyatçı ama bir o kadar entelektüel bir bakan ve liberal bir annenin çocuğu olarak Amerika’nın Colorado kentinde doğdu. 1925 yılına kadar Amherst kolejinde Felsefe ve Ekonomi okudu. 1926 yılında London School of Economics’e kayıt oldu. Bu okulda onun sosyolojisini etkileyecek olan ünlü antropolog Bronislaw Malinowski ile çalıştı. Fakat hiç kuşku yok ki en önemli sosyoloji deneyimini Almanya’nın Heidelberg Üniversitesi’nde yaşadı. 1926 yılında öğrenci değişimi yoluyla Heidelberg Üniversitesi’ne kabul edilen Parsons, üniversitede uzun süre çalışan ünlü sosyolog Max Weber’le ilgilendi. Nitekim doktorasını da “Alman Literatüründe Kapitalizm Kavramı” adlı teziyle tamamladı.  1930’da Weber’in “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” kitabını İngilizceye çevirecek, böylelikle Weber’in Amerikan sosyolojisine tanıştırılmasında büyük rol oynayacaktı. Bir ara Ekonomi dersleri de veren Parsons, aynı üniversitenin 1931 yılında Rus Sosyolog Pitirim Sorokin başkanlığında kurulan Sosyoloji bölümüne asıl üye olarak bilimsel kariyerinin büyük bir kısmını burada geçirdi. 1946 yılında Sorokin’den sonra Parsons, bölüm başkanı oldu ve bölümü “Sosyal İlişkiler” adı altında yeniden yapılandırdı. Emekli olduğu 1974 yılına kadar bu bölümde çalışan Parsons, 1979 yılında Parsons'un doktorasını alışının 50. Yılı anısına bir program tertip edildiği. Talcott Parsons katıldığı bu programdan bir gün sonra Münih’te öldü.  Etkilendiği kişiler arasında Emile Durkheim, Max Weber, Pitirim Sorokin, Vilfredo Pareto, Sigmund Freud, Bronislaw Malinowski ve Alfred Marshall sayılabilir. Kuşkusuz en önemli eseri “Sosyal Sistem”dir. Bununla beraber “Sosyal Eylemin Yapısı”, “Sosyal Sistem”, “Genel Bir Eylem Teorisine Doğru”, “Ekonomi ve Toplum”, “Din Sosyolojisinin Kuramsal Gelişimi”, “Modern Toplumlarda Yapı ve Süreç”, “Sosyolojik Kuram ve Modern Toplum”, “Evrimci ve Karşılaştırmalı Yaklaşımlar Olarak Toplumlar” önemli eserleri arasında zikredilebilir. Parsons, yaşamı boyunca “aksiyon” üzerinde durmuş, toplumsal düzen, bütünleşme, denge, consensus akademik yönelimini belirlemiştir.

Talcott Parsons kendisinden önce geliştirilen fonksiyonalizme yeni bir boyut katarak yapısal fonksiyonalizm kuramını inşa eder. Bunu yaparken Alfred Marshall, Vilfredo Pareto, Emile Durkheim, Max Weber, Karl Marx, Sombart ve Bronislaw Malinowski’den bir sentez oluşturur. Örneğin Durkheim’in “kolektif bilinç”, Alfred Marshall’dan “faydacılık”,  Weber’in “tarihsel idealizm” görüşlerinden yararlanmıştır.[1] Bunların yanı sıra Parsons’un Bronislaw Malinowski ve Sigmund Freud’dan da yararlandığı söylenebilir.

Parsons’un yapısal fonksiyonalizm kuramına geçmeden önce fonksiyonalizm üzerinde kısaca durmakta yarar vardır. “Bir bütün olarak bir sistem için ya da bir sistemdeki diğer birimler(sosyal, kültürel, kişilik) için bir birimin (kurum vb.) işleyişi ya da varlığının sonuçları”[2] fonksiyon olarak tanımlanabilirse fonksiyonalizm için toplumsal hayatta sosyal kurumların vazifeleri ve mevcudiyet amaçlarına uygun hareket etmeleri tanımı yapılabilir.[3]  Fonksiyonalistler fonksiyonu türlerine göre” fonksiyonel” ve “disfonksiyonel” olarak niteliklerine göre ise “gizli fonksiyon” ve “açık fonksiyon” şeklinde bir ayırım yaparlar.

Toplumu bir organizmaya benzeten Parsons’a göre sosyal sistem birbiriyle fonksiyonel olarak bağlantılı alt sistemlerden oluşur. Ve bu sistemde gerek birey gerek toplum bir aktördür ve her aktörün fonksiyonel bir rolü vardır.  Parsons’un  “fonksiyon” kavramına yaptığı tanım şu şekildedir:

“…Fonksiyon kavramının en önemli rolü sistem içindeki dinamik unsurların ve süreçlerin önemi için bir ölçü sağlamasıdır. Sistem açısından fonksiyonel önemleri olduğu ölçüde önemlidirler ve özgül önemleri, sistemin parçaları arasındaki özgül fonksiyonel ilişkilerin çözümlenmesi ile anlaşılabilir. Fonksiyon kavramının önemi, görgül sistemin ‘sürekli bir ilgi’ ile algılandığını düşündürür…”[4] 

Parsons’a göre sosyal sistem(toplum) birbiriyle fonksiyonel bağıntı ve etki-tepki ilişkisi içinde olan ekonomi, eğitim, hukuk gibi çeşitli kurumların birbiriyle uyumlu ilişkisinden oluşur. Bu kurumların her birinin sistemin devamı için olumlu bir katkısı vardır. Ve her kurum bu fonksiyonunu yerine getirdikçe devam var olur. Toplumu topyekûn karşılıklı bağımlılık esasına göre bir sistem olarak gören Parsons’a göre sistem şu özelliklere sahiptir:

  • Sistemlerde parçaların birbirine karşı bağımlılığı ve düzeni esastır
  • Sistemleri varlıklarını devam ettirme eğilimine sahiptirler
  • Bir sistemin denge durumu için bütünleşme önemli bir unsurdur
  • Sosyal bütünleşmede değerler önemli role sahiptir
  • Sistemler alt sistemlerden oluşur ve alt sistemlerin her birinin hem yatay hem dikey ilişkisi vardır
  • Sistemi oluşturan her bir parçanın diğer parçalarla ilişkisinde consensus esastır.

Talcott Parsons’un sosyolojisinde sistemin yanı sıra şu kavramlar üzerinde de durulması gerekir:

Aksiyon: En önemli kavramları arasında olup tek tek bireylerin birlikteliği durumunda ortaya çıkan süreç adıdır.

Aktör: Toplumsal bir pozisyonu ve statüsü bulunan ve kendisine biçilen rolü yerine getiren bireydir.

Statü-Rol: Bireyin toplum içerisindeki konumu onun statüsüdür. Statünün dinamik yönü olan rol ise statüsüne uygun davrandığı an kendisine düşen rolü gerçekleştirmiş olur.

Sosyal Yapı: Aktörlerin sosyal eylemlerinin kalıplaşmış şeklidir. Davranışı yönlendiren karşılıklı ilişkiler, roller, normlar ve değerler kümesidir.

Sosyal Eylem: İki veya daha fazla birey arasındaki anlamlı davranıştır.

Düzen: Parsons düzen konusuna önem verir. Düzen fonksiyonel zorunluluklardan olup, unsurların barışçıl ve uyumlu yaşamasıdır.

Consensus: Toplumda düzenin sağlanması için bireyler arasında toplumsal normlar, ilkeler ya da sözleşmeler belirlenmesi şarttır. İşte consensus toplumun bu ilkelerde anlaşmasıdır.

Yapısal farklılaşma: Parsons’un üzerinde durduğu önemli kavramlardan biri de yapısal farklılaşma kavramıdır. Fonksiyonalizm kuramının en kilit kavramlarından birini oluşturan bu kavramın Spencer’in şu anlayışı çıkış noktası sayılabilir:

“Toplum da yaşayan bir biyolojik organizma gibi sürekli bir büyüme içindedir. Yaşayan vücutlar gibi büyüdükçe kendisini meydana getiren parçalar farklılaşır ve böylece toplumların yapıları da büyür. Birbirine benzeyen parçalar, farklı nitelikte olan etkinliklere sahip olurlar. Bu etkinlikler sadece birbirinden farklı olmakla kalmaz, birinin varlığı ötekini olası kılar. Sonunda beraber ve birbiri için yaşayan bu parçalar aynen bireysel organizmalardaki genel ilkeye uygun olarak bir bütün meydana getirirler”.[5]

Bu kavramın esasında yatan düşünce şudur: Bir kurum hacim ve fonksiyon olarak büyüdükçe fonksiyonları yerine getirmek üzere uzmanlaşmış ve ayrı alt sistemler oluşur. Burada evrimci bir düşünce yatmaktadır. Buna göre bir sistem karmaşık hale geldikçe gelişir ve kendini aşar. Bu nedenle yapı olarak en karmaşık toplumların en gelişmiş toplumlar olduğu söylenebilir. Parsons bu farklılaşmayı kısımlaşma ve özellik kazanma şeklinde ikiye ayırır.

Talcott Parsons, yaşadığı çağın özellikle Amerika’sında yaşanan ekonomik, toplumsal sorunlara çözüm bulma arayışı perspektifinden bu kuramı geliştirmeye çalışmıştır. Bunu yaparken yapısalcı-fonksiyonel anlayışıyla yapmaya çalışmıştır. Topyekûn bir sistem olarak kabul ettiği toplumun Organizma, Sosyal Sistem, Kültürel Sistem ve Kişilik Sistemi olmak üzere dört alt sistemden oluştuğunu varsayar. Ona göre her bir sistemin varlığını devam ettirmesi işlevlerini yerine getirmesine bağlıdır. Bu işlevsel zorunlulukları “AGIL” paradigmasıyla ifade eder. Bu işlevsel zorunluluklar sadece sosyal sistemin örgütlenme gereksinimini değil aynı zamanda toplum üyelerinin diğer gereksinimlerini de karşılar. Bu işlevsel zorunluluklar ve öngördüğü diğer sistem düzeyleri şunlardır.[6]

AGIL Şeması

  • Adaptation(Uyum)
  • Goal Attainment(Hedefe ulaşma)
  • Integration(Bütünleşme)
  • Latency Maintenance(Örüntü sürdürme)

Sosyal Sistem Düzeyleri:

  • Ekonomi(Uyum)
  • Politika(Hedefe ulaşma)
  • Sosyal Topluluklar(Toplumsal değerlerin entegrasyonu)
  • Kültürel Sistem(Bütünleştirici normlar)

Genel Aksiyon Düzeyi:

  • Organizma sistemi
  • Kişilik sistemi.
  • Toplumsal sistem.
  • Kültürel sistem

Sosyal Sistem düzeyi:

  • Ekonomik sistem: Para
  • (G) Siyasal sistem: Siyasi güç
  • Toplumsal Topluluk: Etki
  • (L) Kültürel gelenek: Değerlere bağlılık

Uyumun kurumsal göstergesi Ekonomi, Hedefe ulaşmanın Politika, Bütünleşmenin Topluluk, Din ve Normlar, Örüntü Sürdürmenin ise Akrabalık kurumlarıdır.

Talcott Parsons’a sosyal sistemin devamı için alt sistemlerin gerek birbirleriyle gerekse bir üstü olan sosyal sistemle uyumlu bir şekilde hareket etmesi gerekir. Toplum dışında bütün bu alt sistemler birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Örneğin aile kurumu eğitim kurumuna birey hazırlar. Ekonomi aileye kaynak sunar. Din, değerler ve normlar insanları kontrol eder, bütünleştirir. Hiçbir sisteme gereksinim duymaksızın varlığını devam ettirme yetisi sadece topluma aittir.

Talcott Parsons, Genel Aksiyon Kuramı çerçevesinde bireyin rolünü sergilerken tercihini belirlemede ikilemle karşılaşır. Ve bunlardan birinden yana tercih yapar. Bu değişkenler şunlardır:

  1. Duygululuk-Duygusal tarafsızlık
  2. Belirginlik-Yaygınlık
  3. Evrenselcilik-Özellikçilik
  4. Atıf-Başarı
  5. Kendine Yönelim-Topluluğa Yönelim

Parsons’un bu sınıflandırması Durkheim’in Mekanik Dayanışma-Organik Dayanışma, Tönnies’in Topluluk-Toplum, Weber’in Geleneksel Eylemler-Duygusal Eylemler-Hedefe Yönelmiş Akılcı ve Amaca Yönelmiş Akılcı Eylemler sınıflandırmalarıyla benzerlik gösterir.

Talcott Parsons kendinden önceki modernleşme iddialarını harmanlayarak evrimci bir yaklaşım sergilemiştir. Buna göre dünya tarihini 3 döneme ayırmıştır:

  1. İlkel Dönem
  2. Arkaik Dönem
  3. Modern dönem

Parsons'a göre insan 2 ayaklı hayvan olup, onun evrimindeki esas unsur el ve beynidir. Çünkü onun doğaya hükmetmesi olması bu iki organıyla olup, evrimi de bunlarla gerçekleşmiştir. Bu konudaki görüşünde de fonksiyonel bakış açısı vardır. Örneğin insan gözü olduğu için görmüyor, bilakis görmesi için gözü vardır. Tüm bunlarla beraber evrim konusundaki bu görüşleri toplumsal değişmesine bir açıklama getirmeyip, evrim temelli devamlılık vurgusu hâkimdir. Parsons Modernleşme aşamalarını 7 dönemle sıralar:

  1. İlk Hıristiyanlık
  2. Ortaçağ Periyodu
  3. Rönesans ve Reformasyon
  4. Karşı Reformasyon
  5. Devletin Doğuşu
  6. Endüstriyel ve Demokratik Devrimler
  1. Modern Amerika

Parsons’a yöneltilen en önemli eleştirinin başında düzene aşırı ağırlık vermesi olup, hatta ona düzenin adamı diyenler de olmuştur. Özellikle düzene ilişkin bu aşırı vurgusunu ideolojik diye nitelendirenler de olmuştur. Ayrıca sürekli düzenden bahsederken toplumsal değişmeden hiç bahsetmemesi de ayrı bir eleştiri konusudur. Ona yöneltilen bir diğer eleştiri ise teorisinin teorik düzeyde kalması ve gözlemden yoksun olmasıdır. Bu konuda ona sert eleştiriyi yapanların başında C. Wright Mills gelir. Wright Mills buna “Soyutlanmış Emprisizm” diyor. Hatta Wright Mills eleştiri de daha da ileri giderek Parsons’un eserinin yarısının laf salatası, yüzde 40’ı Sosyoloji el kitabı, kalan yüzde 10’u ise tutucu bir ideolojiden ibaret olduğunu iddia ediyor. Ralph Dahrendorf da Parsons’un teorisini toplumsal değişme dinamiğinden yoksun oluşundan dolayı ütopya olarak nitelendirmiştir. Dahrendorf'a göre Parsons’un yaptığı toplumsal denge ve düzenin nasıl sürekli kılınacağından bahsetmekten başka bir şey yapmamıştır. Bütün bu eleştirilere rağmen Talcott Parsons’un yapısalcı fonksiyonalist kuramı hala önemini kaybetmemiş, özelikle emprik çalışmalara boğulan Amerikan Sosyolojisine önemli bir çalışma kaynağı oluşturmakta ve teorileri birçok sosyoloji çalışmalarında kullanılmaktadır.[7]

 


[1] KIZILÇELİK, Sezgin; Sosyoloji Teorileri 1, Konya, 1991

[2] THEODORSON, George, A Modern Dictionary of Sociology

[3] BOLAY, Süleyman Hayri, Felsefi Doktrinler ve Terimler Sözlüğü

[4] PARSONS, Talcott, Essays in Sociological Theory, New York, 1954. Alıntı: KIZILÇELİK, Sezgin; Sosyoloji Teorileri 2, Konya, 1994

[5] OSKAY, Ülgen, Geçiş Dönemi Tipi Olarak Zonguldak Kömür Havzası Maden İşçisi. Alıntı: KIZILÇELİK, Sezgin; Sosyoloji Teorileri 2, Konya, 1994

[6] http://en.wikipedia.org/wiki/Talcott_Parsons

[7] KIZILÇELİK, Sezgin; Sosyoloji Teorileri 1, Konya, 1991

M. Halit AKDEMİR

 

Yeni Sayfa 1